TOPLUM14.4.2025 10:22

Türkiye zayıflarsa neler olur!

23949

Yazıma başlamadan öncelikle razılaşalım:

Türk Dünyası'nda, Kafkasya'da oluşan bizi mutlu eden olumlu gelişmeler;  özellikle de Karabağ konusundaki gerek askeri gerek siyasi gelişmelerin arkasında yatan güç;

Dünya'daki konjonktürel değişimleri okuyarak, sabırla stratejik Devlet aklını, askeri ve gelişmiş silah gücünü, saygınlık potansiyelini, ilişkilerini, siyasi ve jeopolitik gücünü kullanan Türkiye'dir.

Devletle, parti kavramları arasında Güneş Sistemi’ndeki iki gezegen uzaklığı kadar fark olsa da anlatmaya nail olamamanın yılgınlığıyla hatırlatıyorum:

Adı ne olursa olsun,  bugün var olup yarın olmayacak parti demiyorum, devlet diyorum, devlet!

Daha açık ifadeyle;

Türkiye Cumhuriyeti diyorum, Türkiye Cumhuriyeti!

Emperyalistlerin, onları delirtecek kadar  hesabının tutmamasının sebebi de Türkiye'dir. 

Razılaştık mı?

Peki, Türkiye bunları yapabilen konumdan, güç kaybeder zayıf konuma düşerse ne olur?

1-Türk Dünyası’nın beyni ve en çok güvendiği ülke olan, Türkiye zayıflarsa Avrupa Birliği benzeri Türk Dünyasını  birleşmesi, Zengezur Koridoru hayal olur diyeceğim ama diyemiyorum, hayal bile olmaz!

2- O kadar Şehit vererek otuz sene sonra Karabağ'da tekrar kazandığımız, masa da müzakerlerelere oturulacak olan masada, gözümüzün içine baka baka, kendi kararlarıni bile yok sayarak topraklardan geri çekilin derler. Azerbaycan'da arkasında güç olmadığından çekilmek zorunda kalır. 

3- On binlerce tır silah göndererek kendi müttefiki yerine teröristten yana taraf olduğunu aşikarca belli eden ABD ve İsrail'in en az elli senelik stratejisi olan, Türkiye'nin Güneyinden, Doğusuna kadar Turkiye'yi çevreleyecek;  ABD'nin uydusu, İsrail'in bastonu; Türkiye ve Türk Devletlerinin düşmanı olacak olan bir teröristan devletinin kurulma aşaması tamamlanmış olacak. 

Bu olduktan sonra, çocuklarımızın ve torunlarımıza ileride neler yaşayıp çekeceklerini de siz düşünün!

4- Azerbaycanla yaptığı savaşlarda ezim ezim ezilerek Dünya'ya rezil olan; aslında koca bir balon olan Büyük Ermeni ideası gene canlanacak.

5-Avrupa'nın şımarık çocuğu Yunanistan; Ege'de hatta hatta topraklarımızda hak iddia edecek.

6- Yıllardır müzakereleri devam eden Kıbrıs'ta yaşanacak olanlar 1974 öncesinden farklı olmayacak. 

7- Türk Devletleri, birer birer ya işgale uğrar, ya da emperyalistlerin kuklası konumuna düşer.

 

Daha bir çok madde yazabilirim ama devam edecek olan maddeleri sizlerin beyninizin beyin fırtınası kabiliyetine bırakıyorum!

Peki, bu saymak istemediğimiz bu olaylar nasıl gerçekleşir:

Türkiye'nin askeri harekâtla işgal edilemeyeceĝini; ancak, kültürel yozlaşma, iç çatışmalarla sonuçlanacak kamplaşma ve ekonomik kriz ile zayıflatılacağını en beyinsiz stratisyen bile kabul ediyor. 

Üç sene önce, Dünyanın gücünü kabul ettiği SİHA'lar bile yokken; beş sene sonra Türkiye’nin ABD’nin hiçbir silahına ihtiyacı olmayacak diye savunuyordum.

Bu üç sene de SİHA’lar, insansız savaş uçakları, uçak gemisi,  menzili az bir çalışmaya uzatılabilecek altı yüz km menzilli füzeler yapıldı; belki de uzatıldı da gizleniyor haberimiz yok!

Bu kadar mı, hava savunma sistemi, tankı tüfeğine kadar daha neler neler!

Beşin üçü gitti, kaldı iki sene!

 Emperyalist mantığa göre ise emperyalistlerin Türkiye emelleri üzerinde yapmak istediklerinin zamanı daralıyor.

Bu yüzden de;

Empetyalist mantığın orta vadede gerçekleştireceği şeytani planlarını kendi çizdiği stratejilerle  Türkiye'yi zayıflatıp kendi içinde oluşann problemlere dönmesini saĝlamak; 

yukarıdaki olayların  bir an evvel gerçekleşmesini isteyen emperyalistler için belki de en son çare. 

Kendi akılları kendilerine zor yeten bu beyin sahipleri; neyi planlarsa planlasınlar; bizler birlik olur, ortak devlet menfaatlerinde birleşir, bu menfaatler doğrultusunda tek güç olursak bize hiç kimse bir şey yapamaz.

Eğer aksi olursa:

Daha önce de anlattığım ama olacaklara en güzel ve çarpıcı örnek olduğuna inandığım şu örneği dinlemenizi rica edeceğim:

 ABD işgalindeki Irak'taki milletvekili işini bitirmiş evine doğru gelir. Tam,  evine yaklaştığında evinin sokağının ABD askerleri tarafından kesildiğini görür. Milletvekili olduğunu söyleyince, “kim olursan ol arama yapacağız” cevabını alır. Milletvekili bozulsa da, evine giden yolun sadece bir çıkmaz sokağı vardır ve ülkesi işgal altındadır, dolayısıyla çaresi de yoktur; ezilmiş çaresizlik duygusuyla  “arayın” dediğinde; “biz değil arama köpeği arayacak” cevabını alır.

Milletvekili iyice bozulur, gene çaresizlik kokan ezilmiş insan ses tonuyla;

“Tamam, getirin madem köpeği arasın der.”

“Bekle köpek uyuyor, çok yoruldu uyansın, seni arasın, ondan sonra geçersin”

Milletvekilinin düştüğü bu durumlara,  onu arayacak arama köpeğinin bile düşmemesi dileğimi öncelikle belirtir, Ne demek istediğimizi; biz gibi kendileri öldükten sonra olacakların kavgasını yapanların ne demek istediğimi sizin veya çocuklarımızın tarih boyunca anlamaması ve Milletimden, Devletimden, kimsenin; özellikle de yaşayarak anlamaya mecburiyet duymaması duası;

iki buçuk sene önce yazmış olduğum ufak değişikliklerle yayınlamak zorunda hissettiğim bu yazıyı gününüz olaylarla geçerliliğini sınamanız için şablon olması dileğiyle 

Sağlık, saygı ve huzur dileklerimi sunarım!

 

HASAN BARIN

 

 

YUKARI